7 Mart 2012 Çarşamba

Demir adama ne kadar yakınız II

Demir adamla ilgili 2 konuya daha değineceğim sonrasında daha çılgın şeyler yazmayı planlıyorum.

Malzeme:

Demir adamın üzerinden çıkarmadığı, çıkarırsa da bond çantasında taşıdığı özel tuniğini biliyorsunuz ki kurşun, ateş, tank, top, füze, su ve uzay geçirmezlik özelliğine sahip. Böyle bir malzeme teknolojisine ne kadar yakınız onu inceleyelim. Aslında, adı üstünde demir adamı gidip de demir dışında bir malzemeden yapmak olmaz değil mi? 1963'lerin en sağlam malzemesi olan sevgili demir ile kurşunları sanırım engelleyebiliriz sonuçta hatırlarsanız "Geleceğe Dönüş 3"te geçmişe dönen Marty, kovboy kiyafetinin içine demir soba kapağı takarak kurşundan etkilenmemişti. Neyse, demirin yoğunluğu suyun 8 katıdır yani tahminen demirden yapılan demir adam kıyafeti kabaca 50-60 kilo çeker, onunla da yürümeye çalışırsanız şöyle bir durum ortaya çıkabilir (1:30'a dikkat): YOUTUBE. Gerçi bu abilerin yaptığı demir adam tuniği plastiktenmiş ama olmuş genede komik.

Benzer şekilde bir alttakini de plastikten yabmışlar. Kurşuna dayanmayı bir yana bırakın, tahtaya bile dayanmaz bu alet ama hayli fantastik görünür, bu da vidyosuYOUTUBE.


Geyiği bırakalım da bu işi yapmak için kullanabileceğimiz malzemelere göz atalım. Özgül mukavemet'i yüksek malzemelerin (hem kırılmaz, hem hafif) listesinin başını çeken abiler şunlardır:
  • Karbon nanotüp:  Bu teknolojiye biraz uzağız ama çok da değil, 5 sene misal. Şu anda üretebiliyoruz  aslında (ışın mikroskobunda görebileceğimiz kadar) ama biraz pahalı o da sorun değil sonuçta tony yani. Kendisi harbiden dayanıklı, ışın kılıcına bile karşı koyabilir zorlarsan ancak çok yüksek ısıl iletkenliği vardır kendisinin yani flamethrower'a (aşağıdaki alete) maruz kaldığında fırında iyi pişmiş tony pastası yapılabilir içerde. Ancak kiyafete güzel bir de buzdolabı altyapısı koyulursa crysis (o da 2 altta) kafasına girebiliriz.

  • Zylon: Bunu bende yeni duyuyorum hayli ilginçmiş kendisi, naylon'un çakması heh. 1980'lerde bulunmuş, sentetik polimermiş, Kevlar'dan 1.5 kat daha dayanıklıymış, (-ee bunları direk wiki'den alıp koymuşssun hacı ? -eee napcaktım ? ?) tenis raketi, mars araştırma araçları gibi yerlerde kullanılıyormuş ama gelin bakın neler olmuş. Second Chance Body Armor, Inc. şirketi, Kevlar yelekleri (1980) de bulan abiler, 1998'de Kevlar yelekleri Zaylon yeleklerle değiştirmişler ancak 2003'te Zaylon yeleği bozulan bir abi ölmüş ve 2005'te bu malzemenin raf ömrü azdır diyerekten Kevlar'a geri dönmüşler. 
  • Kevlar: Bunu herhalde herkes biliyordur diye düşünüyorum. İşte hafif, dayanıklı, güzel falan, olabilir yani bu. Isı iletimi de yoklukmuş, hatta itfaiyeler tarafından bile kullanılıyormuş. Isıl iletkenliği karbon nanotüp'lerin milyonda biri mertebesindeymiş.) Saldırın team fortress pyro'cular, alayınıza gider! 
  • Karbon fiber: Buda hiç fena bir seçenek değil aslında ama eğlenceli bir yanı yok. 
  • Fiberglass: Bu malzeme ve bundan sonrası tahminen kurşun geçirir hale geliyor ama olur olur da fiberglass adam kıyafeti yapmaya karar verirseniz, dışarıda bırakmayın çünkü ineklerin bu malzemeyi açlık anlarında yediğine dair bir söylenti var (bkz. hurda anadol'ların kasasının yok olması, yalan gibi ama emin olamıyorum)

Bu listenin daha da aşağılarına inersek örümböcek ağı ve titanyum, çelik, alüminyum diye ilk metallerden bahsetmeye başlıyor. Sonuç şudur: demir adam'ın dönüp dolaşıp geleceği yer kompozit adamdır. Bir de şu alttaki kostüm işe yaramaz. 



Pil:

Sorunsalların ana kaynağına geldik sanki. Demir adam, sokakta saatlerce uçup gezen, kötülerle dövüşen, ellerinden ışın fışkırtan ve lazerleriyle 20 robotu kesebilen bir insandır ve bunları yapacak enerjiyi göğsündeki mavi ışıktan alır (arc reactor). Bir söylentiye göre filmde bu mavi ışıktan gelen gücün miktarı 3000 megawatt'tır. 3000 megawatt'da yaklaşık 2 tane nükleer santral, 3 milyon kettle veya 600 bin evin kalkınması demektir.


Çok uzatmadan bunun pillerle olmayacağının aşikar olduğunu belirmek isterim çünkü muazzam bir enerjiden bahsediyoruz burada (ilk adamın sırtındaki x amperlik kabloyu hatırlayın). Sadece ağırlık kaldırmak için bile böyle bir alet çılgınca elektrik harcar ki uçmak, lazerler falan cabası. Böyle bir pil teknolojisine sahip değiliz ve yakın zamanda da sahip olabileceğimizi sanmam (PES'deki John yada Mark abinin de 4-0'lık maçın son 10dk.sında dediği gibi "unless we see a miracle"). 

Yanmalı yakıtlarla da bu işi başarmak neredeyse imkansız. Yanmalı yakıtlar derken ateşle yanmalı değil de yanma tepkimesinden bahsediyorum işte benzin'den tutun, hidrojen fuel cell, su, muz kabuğu (geleceğe dönüşte oluyor valla, işte muz kabuğundan sonra bira da koyuyor ama o israf yani) 


ve H202 (önceki yazıdaki JPI'ın jetpack'inde vardı). Ek olarak, bir önceki yazıda sırtında helikopter taşıyan adamın jetpack'inin deposu 5 galonmuş yani 20 litre civarı, 30dk. uçabiliyordu. 

Sonuçta bu işin oluru çekirdek enerjisi yani nükleer enerjidir. Zaten filmdeki kahramanımızın göğsündeki alet de ufak çaplı bir nükleer santraldir (bunu türkçe yazmak istesem "mersin tadım çekirdek fabrikası" olabilirdi) sözde. Çekirdek enerjisi ile ilgili detaylı bir yazı yazma planım var ama kısaca özet geçeyim. 2 tiptir, fusion ve fission (bunlar hep karışır, kaynaşma ve ayrışma diyelim sırasıyla daha kolay). Kaynaşma, iki çekirdeğin birleşmesi, kaynaşmasıdır. Güneşte olur ama dünyada adam akıllı becerilememiştir. Ayrışma, çekirdeğin bölünmesi, ayrışmasıdır. Misal, muzu ekmek tahtasına koyup ortadan ikiye bölün, işte size radyasyon (muz radyoaktiftir bu arada hemde bölmeye gerek yok heh). Bugün dünyadaki 450 nükleer santral bu yöntemi kullanır, muzu değil canım, ayrışma yöntemi işte muz araya kaynadı.

Demir adam gibi göğsünde kaynaşma veya ayrışma kullanarak enerji elde etmeye çalışmak deliliktir, radyosyon'u geçtim, ortaya çıkan ısı zaten herşeyi eritmeye yeterlidir ki bu ısıyı kullanarak tribün döndürmek lazımdır sonra o birde elektrik olacak oooo ölme eşşeğim ölme. Gerçi, o ısıyla uçulur belki ama yere inmek için nükleer reaksiyonu kapat tuşuna basarsanız uzayda bir süre çay içip beklemek lazım ki o tepkimeler dursun netekim durmazlar (bknz. Fukushima depreminden kaç gün sonra tamamen tepkime durdu?). 

Demir adamın ilk filmde mağarada yaptığı alet palladium içerikli bir toroid'dir? Toroid denilen geometrik şeklin bildiğimiz donut'tan alta kalır bir yanı yoktur. 


Mıktanıslarla döşenmiş toroid'ler plazmayı kaynaşma (fusion) çalışmalarında dize getirmeye çalışırlar ki o plazmayı tutabilene aşkolsun, "enginlere sığmam taşarım" kafasındadır. Güneş de bazen onu tutamaz ve akabinde o çok sevdiğimiz görüntü çıkar ortaya:


Mıknatıslarla döşenmiş donut'lar diyordum, onun da içten görünümü şöyledir, hemide plazmalı felan:


İşte demir adamın içindeki o halka da buradakinin aynısını yapmaya çalışır gibi görünüyor aslında. Fekat, dediğim gibi, çekirdek tepkimeleri cereyan üretmez, ısı açığa çıkarır ve onu elektriğe dönüştürmek için kurulan tesisler çekirdek tepkimesinin oluştuğu hacime nazaran çok daha büyüktür (özet: kalbindeki alette tepkime oluyorsa, onu elektriğe dönüştürmek için bir binayı yanında gezdirmen gerekebilir). Bu paragrafın ilk cümlesini aslında diye bitirdim, onu açıklıyorum: Bazı demir adam ülti-fanları bu olayı derinlemesine incelemiştir ve analizlerinin sonuçlarında demir adamın kalbindeki aletin palladium kaplamalı toroid'lerden oluşturulduğunu fark etmişler. Bunu da soğuk kaynaşmaya (cold fusion) bağlayacaktım ama önce bunları biliyor muydunuz?

Palladium bir alışveriş merkezi olmasının yanı sıra bir element'tir. Hatta menşur terminatör'ün ezeli düşmanı t-1000'in hammaddesidir, inanmıyorsanız işte kanıtı:


Palladium nerede kullanılırmış biliyor musunuz ? Cold Fusion yada soğuk kaynaşma .) Bu olay kaynaşma işleminin 30 derecede yapılması ve işlem sonucunda sıcaklığın 50 dereceye artması gibi bir olay ama bu konudaki deneyleri kimse tekrar edememiş ve yeterli gerçeklik payı olmadığı için çoğu araştırmacı elini bu konudan çekmiş. Çoğu araştırmacı diyorum çünkü bugün bile buna inanmış ve çalışmalarını devam ettiren bir çok bilim insanı vardır ama belirgin bir sonuç hala söz konusu değildir. Bu da o şaibeli soğuk kaynaşma aleti:


Pek donut'a benzemiyor ama olsun. Sonuçta, soğuk kaynaşma olsa bile son ürün elektrik değildir, ısıdır ve bunu elektriğe çevirmek zordur. Bu yüzden de her yeri ışıklı, bluedut'lu, wireless'li, siri'li o demir adam tuniğini çalıştırmak zordur. Zaten başta dediğim gibi sıkıntıların sıkıntısı bu kiyafetin enerji kaynağıdır, diğer sorunlar bir şekilde halledilebilir.

Şimdilik bu kadar, yorumları bekliyorum. Hatalarımız varsa affola, söylersiniz düzeltilir ama t-1000'in palladium'dan yabıldığına kimse karşı çıkamaz.)

Hade eyw.

3 yorum: