10 Nisan 2012 Salı

Viral Vidyolar II

Selam atlı karınca,

Yoğunluk sebebiyle yazı yazma çalışmalarına bir süre ara vermek zorunda kaldım ancak son günlerde yeni yeni bombalar düştü piyasaya ve ilginç-güzel konular ortaya çıktı ve bunları paylaşma damarlarım kabardı. Yeni konulara geçmeden önce; uçan adamdan daha önce çıkmış olan bir viral vidyo üzerinde konuşmak istiyorum: Su üstünde koşan adamlar

İlk yazıdaki uçan adam kadar 7 ay boyunca üzerinde çalışılmış bir vidyo olmasa da çok güzel tasarlanmış ve çekilmiş bir yapıttır su üzerinde koşan adamlar. Buyrun izleyelim (birazdan):

Öncelikle youtube'un yeni bir özelliğinden de bahsedeyim yeri gelmişken, vidyo'ların altında "cc" yazan bir tuş var artık; ona basın kırmızıya dönüşsün, sonra bir daha basın ve "transcribe audio"yu seçin, sonra bir daha basın "translate captions" seçin, sonra da türkçe'yi seçin ve voila! gavur dildeki vidyo'ya türkçe alt yazı geldi. Bazen saçmalar uyandırayım (O değilde, mükemmel saçmalıyormuş yaww, deneyin mutlak). İşte konumuz olan başyapıD: YOUTUBE.

İlk izleyenler için güzel bir deneyim olmuştur umarım. Alt yazılar saçmalık olduğu için kısaca özet geçeyim: Bu abiler işte "çok az insan su üzerinde koşmayı denemiştir ve kimse bunu başaramamıştır ama bunu yapabileceğinize inanmanız lazım", "suya dümdüz değil de hafif açılı girmeniz lazım", "su korkağı (hidrofobik) (bunu bilmiyorsanız teknoloji geyikleri sözlüğü'ne bakın gerçekten) ayakkabılar giymeniz lazım" gibi ifadeler kullanıyorlar ve su üzerinde harbiden koşuyorlar. Bununla da yetinmeyen abiler; bunu bir spor olarak tanıtıyor ve adına da "su dağcılığı (liquid mountaineering)" diyorlar.


Bu yazıda insanlar suyun üzerinde gerçekten koşabilir mi, koşarlarsa bu durum boğaz köprüsü trafiğine bir çözüm olur mu, koşamazlarsa kimler koşabilir gibi yine gereksiz ve anlamsız sorulara yanıt bulmaya çalışacağız.

Dünyanın oluşumundan başlamıyorum bu sefer hehe; yürümek veya koşmak için ihtiyacımız olan şey çok basittir: Tepki. Ayağınızı yere basmanız etkidir ve bir tepkiye muhtaçtır (bkz. tokat-ayrılık, etki-tepki). Ayağınızı yere bastığınız yüzey; ayağınıza ağırlığınız kadar tepki verebilirse batmazsınız. Katı maddeler, içlerindeki minik yapı taşlarının ahenkle dans etmesi sonucunda bu tarz etkilere pek müsamaha göstermezler, tepkiyi basarlar (bkz. pokemon'um ben diye camdan atlayan çocuk). Daha cıvık maddeler, ilk başta sakin görünürler ama çizgiyi aşarsanız size dur demek zorunda kalırlar (bkz. balçık, kar, taze beton (adını yaz yıllarca kalsın misali)). En cıvık maddeler ise yol geçen hanına dönmüştür, onlara giren çıkan belli değildir (bkz. su, hava, cıva; giren çıkanlar olarak da uçak, denizaltı, felan yanlış anlaşılmasın). 

Bir sıvıya insanın basışı ile filin basışı arasında da farklar vardır. Boğaz köprüsünden atlamayı düşünenler şöyle bir şehir efsanesiyle karşı karşıya kalmışlardır: "O yükseklikten atlayınca beton etkisi yapıyormuş reis". Bu tamamı ile fizik kuralları ile açıklanabilen bir dedikodudur ve gerçektir. Bildiğimiz sıvıların çoğu "Newton sıvısı (Newtonian fluid)" (Görseldeki siyah çizgi) dediğimiz sınıfa girer yani sıvıların maruz kaldığı kuvvete olan tepkileri doğrusaldır (daha doğrusu artan yatay basınç ile akışkanlıkları azalır ama bu çok detay, takılma).


Bu işin türkçe'si şöyle: Böyle bir sıvıya daha çok kuvvet uygularsanız; bu sıvı katı gibi davranmaya eğilim gösterir (işte beton etkisi). İlginç olan yukarıdaki görseldeki yeşil ve kırmızı çizgilerdir.

Kırmızı çizgi, kayma incelmesi (shear thinning) özelliği gösteren sıvılar içindir (sıvı mı kaydıkça incelir? yada bu sıvılarda kayarsak mı incelir? denizde taş kaydırsak mesela incelir mi? sıvı nasıl incelir spor mu yapıyor?). Bu sıvılar kuvvete maruz kalmazlarsa katı gibi davranan sıvılardır ancak kuvvete maruz kalırlarsa "biz sıvıyız hacı aslında galiba" gibi düşünen kafası karışık sıvılardır. Bu amcaların gündelik örnekleri şöyledir: Kepçap, duvar boyası, tırnak boyası, kan felan. Misal: hamburger hazırlıyorsun, kepçapı bastın şöyle:

Üstün fatoş bilgimi kullanarak görseldeki reklam unsurlarını sansürledim, alışığız bunlara zaten!
sonra da fırlat bakalım üzerine kapağını neler oluyor? Her yer kepçap oluyor ve annen kızıyor. Misal: tırnaklarınızı veya duvarı boyuyorsun, onu böle sürerken akışkan gibi her yere güzelce dağılıyor ama bıraktığında da dağılmıyor akmıyor, gitmiyor.

Gelgelelim daha da eğlenceli olan kayma kalınlaşması (shear thickening) özelliği gösteren sıvılara (yeşil çizgi). Bu sıvılar ise kendi haline bıraktığında sıvı gibi görünen ama dokunursan kaskatı kesilen garip sıvılardır, en bilinen örneği mısır nişastası ve su karışımıdır. Hemen bir vidyo ile konuya aydınlık getiriyorum: YOUTUBE (sıkılmayın izleyin sonuna kadar yada 4:40'a atlayın),  bu abiler gördüğünüz gibi suyun olmasa da bir sıvının üzerinde gerçekten koşuyorlar hatta raks ediyorlar. Sonuçta sıvı üzerinde koşmak mümkün ama bu iş suda da olabilir mi?

Su; yukarıda bahsettiğim sıvılar arasında "Newton sıvısı" özelliği gösterir yani evet çok büyük kuvvetlerde katı gibi davranır ancak insanın ayağını suya vurması ile bu kadar büyük bir kuvvete erişmek çok olası bir durum değildir (Mythbusters'a her zaman güvenmem aslında ama bu konuyu da işlediler kendileri: YOUTUBE).

Sıvılarda bu kuvvete ek olarak yüzey gerilimi diye bir olay da mevcuttur. Yüzey gerilimi de hayli başarılı bir etkiye sahiptir, hani bardağı ağzına kadar doldurma şakası vardır ya; o şakayı yaparken bardağın yüzey sınırlarını geçseniz bile biraz daha doldurup ufak bir yükselti elde edebilirsiniz suyu taşırmadan:


Dahası, bu olay sayesinde doğal şartlarda batacak olan bazı cisimleri sakince ve dikkatli bir şekilde su yüzeyine koyarsanız yüzdürebilirsiniz, misal ataş (yada ataç, "attach" yani aslında "tutturgaç") veya jilet:


Daha daha dahası; yüzey gerilimi denilen bu saçmalık sayesinde beleş tekne yapmak mümkündür: YOUTUBE.

Hayatta boyutsal inceleme ("dimensional analysis") diye bir olay söz konusudur. Bu tarz incelemeler ile karıncaların nasıl herkül gibi ağırlıklarının 50 katı kadar ağır cisimleri kaldırabildiğini basit matematik kullanarak, fiziksel kurallar ile açıklayabilirsiniz:


Bahsettiğim yüzey geriliminin birimi N/m'dir yani kuvvet bölü uzunluk. Yüzey gerilimini uzunluk ile çarparsak kılcal çekme kuvveti ("capillary pulling force") karşımıza çıkar. Kılcal çekme kuvveti doğada bildiğimiz birçok olayda kendini gösterir mesela şurada: YOUTUBE veya çok daha iyi bildiğimiz "Hacı o uzun ağaçlar topraktan aldıkları suyu nasıl o kadar yukarı iletebiliyorlar?" sorusunun cevabında. Bu kuvveti boyutsal olarak incelerseniz; 3mm'nin altındaki uzunluk mertebelerinde (mesela aşağıdaki böceğin bacağı); ağırlığın, bu kuvvetin yanında esamesinin okunmadığını göreceksiniz. Türkçesi şöyle: Cisimleri aşağı çeken ağırlıktan daha büyük kuvvetlerdir bunlar (bkz. suyun ağaçta aşağı değil yukarı giDmesi). Bu yüzdendir ki daha ufak cisimler bu kuvvet ile su yüzeyinde kalabilir ancak bizim gibi devler için pek bir etkisi yok. Bakın mesela su üzerinde hareket eden bir yaratık var: "Su örümböcüğü" ("Water Strider").


Eskiden kılcal çekme kuvveti ve su korkağı ayakları sayesinde yüzdüğü ve ilerlediği varsayılan bu arkadaşımız en son araştırmalara göre ayaklarının altındaki nano baloncuklar sayesinde de su yüzeyinde kalışına kalış katıyormuş ama boş verelim, sonuç aynı. Bu da vidyosu: YOUTUBE.

Bir de "İsa kertenkelesi" var ki o bambaşka:


Bu da vidyosu (tipi kes, şok şevimli): YOUTUBE.

İşte arkadaşlar, isa kertenkelesi, su örümceği gibi hile kullanmaksızın harbiden suyun üzerinde koşabilen tahminen tek hayvandır. Bir canavar görürse, korkudan şekilden şekile girip bööyle kafayı kaldırıp suda 10-20 metre gidebiliyormuş kendisi. Üzerinde yazı yazmaya çalıştığım ama hiç bahsetmediğim koşan abiler de aynı fizik kuralları çerçevesinde koştuklarını iddia ediyorlar dersek yalan olmaz. Bir rivayete göre bu hayvancıklar saniyede 20 adım atıyorlarmış ve insanların bu şekilde suyun üzerinde koşması için saatte 100km hızla koşmaları gerekiyormuş (yavaş gel!).

Sonuçta bu adamların koştuğu suyun altında tahta vardır ne yazık ki, ama bu abiler vidyo'yu o kadar güzel  ve inandırıcı çekmişler ki 11 milyon kez tıklanmışlar, işte viral vidyo budur!

İnsanlar yakın bir zaman içinde suyun üzerinde koşamazlar gibi gözüküyor ama hayatta hiçbir şeyden emin olmamak lazım.

Şimdilik bu kadar,
Salıncakla kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder